Kozak Yaylasında Kozalak yayma...

Türkiye'nin çamfıstığı üretiminin büyük bölümü Kozak Yaylasında yapılır. Koca bir dağ fıstık çamları ile kaplıdır. Mayıs 2010 ve Temmuz 2011 de yaptığım iki yolculuk fıstığın hikayesini sizle paylaşmamı sağladı.

İşlemin en zor kısmında mevsimlik işçiler çalışır; kozalakları ağaçlara tırmanarak toplarlar. Hemen her yıl iki üç işçi ağaçtan düşme sonucunda ölmektedir. Bu röportaj onların anısına adanmıştır...

Bütün kış üreticiler çam ağaçlarını özenle korur, gözetir. Ağaçlarının altında hayvanlarını otlatırken ağaçlarına da evlatları gibi davranırlar.

Yazbaşında onlarca metrelik ağaçlara tırmanan mevsimlik işçiler kozalakları ağaçlardan dökerler. Dökülen bu kozalaklar güneşli boş alanlara kuruması ve açılması için yayarlar. Kavurucu sıcağın altında haftalarca çalışılan bu aşamadan sonra içinde fıstık bulunan küçük kozalak taneleri işleme fabrikalarına yollanır. İşleri biten işçiler kazandıkları parayla bir mevsimi daha kazasız belasız bitirmenin keyfiyle memleketlerine döner.


Nissyros'da "Lirik" ustası

Nissyros Adası'nın merdivenli dar sokaklarında dolaşırken üç dört basamak merdivenle çıkılan çok hoş bir kapı gördüm. Kapı aralıktı. Fotoğrafını çekecektim ve kapıyı biraz kapatmak için merdivenlerden çıktım kapı tamamen açıldı. Karşımda çok yorgun, gün görmüş çelebi bir adam belirdi. O Yunancadan başka bir dil bilmiyordu, ben ise Yunancadan her İstanbullu'nun bildiği iki üç kelimeden başka hiçbirşey konuşamıyordum. İçeri buyur ettiği geniş taşlık adamın atölyesiydi ve burada Yunanlıların geleneksel sazı "lirik" üretiyordu. Yaptığı işlemeli sazlar, ben de iyi bir lirik ustası izlenimi yarattı. Böyle durumlarda vücut dili çok işe yarıyor. Türk olduğumu duyunca sempatisi daha da arttı. Fotoğraf çekmeme izin verdi. Öyle ki bir müddet sonra karşılıklı damla sakızı likörü "Skinos" la kadeh tokuşturuyorduk. Atölyesinde bir kaç saat konuk oldum. 

Ha adı mı ne ? Hiç söylemedi ki...








 

Tire yemekleri

Yıllardır Tire benim için bir yol tabelası olarak kalmıştı aklımda. İzmirin hemen yanıbaşında ki bu kasabaya yol telaşından olsa gerek hiç girmemiştim. Bir Bodrum yolculuğumda kardeşimin zoruyla girdim ve yıllarca neler kaçırdığımı anladım. Daha sonra her geçişimde buraya uğradım.

Burada sadece Tire yemeklerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ancak otlardan pek çoğu taze olarak Mart-Haziran arası bulunduğundan bu aylar dışında bazı yemekleri yemeniz mümkün değil.

Sırasıyla yemeklerin adları: Dut şerbetli lor-Yumurtalı Sarmaşık kavurma-Turp otu kavurma-Şevketi ostan-Kuzu etli taze sarmısak-Karışık ot kavurması-Isırgan otlu börek-Girit kabağı-Kabak çiçeği dolması-Cibez otu-Dağ kekiği ve Kuzu kulağı-Tire keşkeği-Tire şiş köftesi.