Boz ada / BOZCAADA

                                                Şiddetli bir poyraz esiyor, buz kesiyoruz...                                                       Hışırtı ile dönüyor paneller.
                                   Özlemle sessiz bir yeldeğirmeni arıyor gözlerim,beyhude...
                             Sonra yalnız gemicilere yoldaş bir deniz feneri okşuyor gönlümü...
                               Gece oğlumun evinde tokuşturulan kadehler içimizi ısıtıyor...

Tanışmaktan hep büyük onur duyduğum sanatçılar...

Gül Derman

Beni tablo reprodüksiyonu çekmeye yönlendiren insan. Ama eşiyle birlikte 1994 de Marmaris'e giderken bir trafik kazasında yitirdik. Çektiğim portreleri ve tablolarının reprodüksiyonları çocukları Emre ve Turgut'da. Bu nedenle elimde kalan tek ve flu fotoğrafını buraya koymaktan kaçınmadım. Uğur ağabeyle birlikte ışıklar içinde yatın.
Sizi çok özlüyoruz.


Naile Akıncı

Yaşayan en eski ve önemli kadın ressamımız. Kendisini "Eyüp Tabloları'ndan" bilirdim. Portrelerini ve reprolarını çekmek için evine gittim. Oğlu Cengiz Akıncı annesinin çalışma odasına aldı beni. Birazdan karşımda vakur, güzelliğinden hiçbir şey yitirmemiş ve alımlı bir cumhuriyet hanımefendisi duruyordu. Hastaydı ve "Lütfen portremi çekmeyiniz." dedi.

Cengiz Akıncı ile göz göze geldik. Cengiz bey sadece başını öne doğru sallayarak hissettirmeden çekmeme onay verdi. İşte o fotoğraf. Kendisine daha çok uzun ömürler diliyorum.

Orhan Taylan

Barış Derneği davasından dolayı yeni cezaevinden çıkmıştı. Ortak dostlarımız vardı. Hemen çalışmaya başladı ve bir sergi kataloğu için fotoğraflarının ve reprodüksiyonlarının çekilmesi gerekiyordu. Bodrum/Torba'da çalışıyordu. Oraya gittim aşağıdaki fotoğraf Torba'da çekildi.
Daha sonra Asmalımescit'deki atölyesinde de fotoğraflarını çektim.

Torba'da ve Refik'deki öğle rakılarında bir İstanbul beyefendisi ile olma keyfini yaşadım.

Mehmet Pesen

Rahmetli Gül'ün Sıraselviler'de evinde tanıştık. Tam bir çelebi kişilik. Resimlerindeki Anadolu'yu vücudunun her noktasında taşıyan halk adamı.

Çekimlerini büyük bir keyifle yapmıştık... NE YAZIK Kİ 4.AĞUSTOS.2012 TARİHİNDE KAYBETTİK. IŞIKLAR İÇİNDE UYU...


Devrim Erbil

Tanıdığım en çalışkan ve dinamik sanatçı. Fındıklıda akademi, Bostancı'da atölyesi ve Bursa'da ki halı tezgahları arasında mekik dokuyan koca usta yorulmak nedir bilmez. Onu bulup konuşmanız bile mucizedir. Bu yüzden bana vereceği bir tabloyu hala alamamışımdır !

Bu yorucu tempoda, olası sorunlar karşısında bile kibarlığını elden bırakmayan bir centilmen.

Su Yücel

Garanti Bankası galerisinde açacağı serginin katalog çekimlerinde tanıdım Su'yu...Bazen ilk kez karşılaştığınız insanlarda çok eskiden beri tanıyormuş duygusu yaşarsınız. Öyle oldu... Belki babası Can Yücel'i Datça'dan tanıyor olmamın etkisi.

İstiklal caddesi üzerinde ki atölyede çekimlerin bir su gibi akıp gittiğini hatırlıyorum. Bilmiyorum adını babası mı koydu ? Ama birine bir isim bu kadar mı cuk oturur ?

Su; Su gibi duru, su gibi mecrasından taşan, su gibi canlı...

Teoman Südor

Bir adam ki kaç yaşında olursa olsun ağız dolusu gülebilmekte. Sanki dip akıntısından yorgun argın çıkmış ama belindeki balıkları ateşin kenarına bırakırken duyduğu gururu yaşayan bir yüz ifadesiyle her zaman keyifli.

Teoman, senden izin almadım ama Kerimcan üç yaşında iken hediye ettiğin Lapina Gravürün artık onun evini süslüyor. İzin verdiğini duyuyor gibiyim. Ne çabuk büyüyorlar di mi ?

Yalçın Gökçebağ

Bütün gece süren zorlu bir Ankara yolculuğu sonunda Çankaya taraflarında bir galeriye vardım ki kapı duvar.

Beklerken bir adam geldi önce bagajından tablolar indirdi. Sanki orada çantalarla bekleyen kimse yokmuş gibi geldi yanımıza. (Asistanım da Cengiz abi ne zaman patlayacak diye bekliyormuş.) Ve o anda sımsıcak bir enerji sardı her yanımızı. O enerji çektiğim fotoğrafa da yansıdı...

Yavuz Tanyeli

Önce onu 1984 yılında Galatasaray'da Tütüncü Çıkmazı'nda kurduğumuz atölyede, ortağım Serdar Tanyeli'nin kardeşi olarak tanıdım. Dayısı Orhan Peker'in hemen her yeteneğini genlerinde taşıyordu ve sanata yaklaşımına saygı duyuyordum. Resmi de kendi büyüdükçe büyüdü. Ödün vermeden sürdürdü çalışmalarını.

Bu fotoğrafı Yeniköy 'de ki atölyesinde çektim. Şimdi bu atölye duruyor mu bilmiyorum. Çünkü yaşadığı o çok büyük acıdan sonra Bodrum/Gümüşlüğe yerleştiğini duydum... Not: 2011 yılında Yavuz'u Bodrum'da buldum. Dostluğumuz kaldığımız yerden devam ediyor.

Semih Balcıoğlu

Semih ağabeyle bu fotoğrafı çektiğim gün tanıştım. Sonra sergi açılışlarında, denk geldiğinde kafelerde filan... En son karşılaşmamız TV8'in makyaj odalarında yan yana boyanırken oldu. Karşılıklı gülmemizden ve odadan odaya geçerek boynumuzda önlük, birbirimize kahkahalarla bir şeyler anlatmamıza makyözler bile katıldı. Ve çok kısa bir süre sonra kaybettik onu.

Hiç yakıştı mı be Semih abi ?

Salih Acar

Türkiye'nin en önemli kuş ressamlarından. Fotoğraflarını çektiğimde Boğaz'daki evinde çıkan yangın her şeyini almış götürmüş, en yakınlarından beklemediği darbeler yemiş ve en acısı sağlığını yitirmişti. Felç geçirmiş ve Beşiktaş'da küçük bir dairede yaşıyordu. Onurunu bakışıyla fotoğrafa yansıtmış ve felçli elini saklamak için kendince çareler aramıştı. Çok geçmeden onu da kaybettik. Işıklar içinde uyusun...


Birim Bozok

Bedri Rahmi atölyesinden yetişmiş önemli naiflerden biri. Cumhuriyet döneminin önemli ailelerinden birine mensup olmasına karşı son derece mütevazı ve eğlenceli biri. Tıpkı yakın arkadaşı Gül Derman gibi.

Rumeli Caddesi'ndeki evinde fotoğraflarını çekerken " ne o ya bu fotoğrafları nüfus cüzdanlarına koymayacağız " dedi ve süslendi geldi. İşte bu fotoğraf çıktı ortaya.

Nevbahar Aksoy

Prof. Hüseyin Gezer

Bana sanatta önyargılardan kopmam gerektiğini ve fakat bunun çok kolay olmayacağını bir kaç saat içinde öğreten heykelci. 12 Eylül döneminden sonra aldığı eleştirileri bile bu sohbette ortaya koyabilecek denli özgüven sahibi bir usta.

Ve daha önemlisi insanların hayal bile edemediği bir dönemde heykel gibi zor bir disiplini seçmiş biri. Bir profesör...

İsmail Türemen

Bu dostumla beş yıl boyunca hemen hemen her Pazar, Eskişehir treninde "vagon restoranda" birlikte ders vermeye gittik Anadolu Üniversitesi'ne. Yanımızda -şimdi rahmetli oldular- Atilla Özkırımlı ve Mustafa Gürsel hep olurdu. Yemekli vagonda bizi dinlemek için çevremizi saran öğrencilerle bir okul kantinini anımsatırdı.

İsmail'in Eskişehir'e yaklaştığımızda bir hafta önce yapıp da fırınlamak için bıraktığı cam heykeller için çektiği sancıları unutamam.

Sevgili eşi Berna Türemen ile birlikte arkadaşları olmaktan hep gurur duyacağım.

Ali Candaş

Çok kısa tanışıklığımda resim sanatına duyduğu saygıyla bende çok önemli etkiler uyandıran biri.

Şefik Bigalı

"Bazı şeyleri yaparsınız. Sonra onları dinlendirirsiniz. Sonra da o şeyler kendini tashih eder, kendi kendine en doğrusu olurlar."

Çekimleri için İzmir'de atölyesine gittiğimde duvarında bu yazı vardı. Öğretmen kökenliydi ve kullandığı her kelimede attığı her adımda bir şeyler öğreten bir aurası vardı. O gün bana imzalayıp hediye ettiği İş Bankası yayınlarından çıkmış kitabı bunun en güzel örneğidir.

O yaşta bile çoşkuluydu. Beni aldı Alsancak'da bir galeride açık duran sergisine götürdü. Her işinin önünde uzun uzun açıklamalar yaptı. Keyifli bir İzmir günüydü yaşadığım; sanat dolu, bilgi dolu ve bilgelik dolu...

Sonra en son İstanbul'daki sergisinin açılışında gördüm. Ve ardından bu dünyayı terk etti.

Habip Aydoğdu

Hangi semtti hatırlamıyorum ama Ankara'da çektim fotoğraflarını. İnanılmaz karışık bir teknik kullanmasına/boyaları fırlatmasına rağmen son derece düzenli bir çalışma tarzı olması beni hayretlere düşürmüştü.

Zeki Kıral

Bir tek cümle yazacağım. Ben çelebi kişiliğin ne olduğunu Zeki Bey'i tanıdığım gün öğrendim.

Alev Mavitan

Birhat Mavitan gibi gerçek bir sanat adamıyla evli olup da sanki sadece bir soyadı benzerliği varmış gibi kendini kabul ettiren biri.

Birhat ve Alev sizler Kuzguncuk'un iki güllerisiniz !

Türkan (Rador) Sılay

Bana rahmetli Gül'ün tanıştırdığı ressam dostlarındandı. Sonra biz dost olduk. İş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi'ni yönetirken "Fotoğraf Sergilerine" önem verirdi.